Sendikam Direnişimi Destekledi

Bu protestoyu altı aydır planlıyordum. Arkadaşlarıma da anlatıp gülmekten kırılıyorduk. Özellikle Emir Ali arkadaşımla çok eğlendik düsündükçe hem güldük hem gelistirdik. Sponsorum Emir Ali dir. Bir gün önceden merak uyandırmak için facebookta paylaşım fikri de ona aittir. Ayrıca fotoğrafçı ve Reklamcı da gülerek büyük indirim yaptı. Malzemeler Uzun zaman evde bekledi. Dolayısıyla yaz mevsiminde olmamıza rağmen fotoğraflar kışlık kıyafetli kaldı. Reklamcıda fiyatı indirmek için arka zemine karton ayarladım. günlerce aradıktan sonra büyük bir buzdolabı kartonu buldum. Öbür gün İhraç can yoldaşım Gözde Özdikmenli ile yapıştırıp kestik. Sekiz saat uğraştık. ertesi gün yani dün  sabah alana çıktım. Gözde fotoğraf ve videoları çekti. Benden beş tane görenler çok güldü. Biz önceden güldüğümüz için eylem günü gülemedik. Görenler ve polis dahil güldü. Umarım fasizmi de gülerek yeneriz. 20 dakika sonra iki emirle suç işleyen geldi. Beni ve manken destekçilerimi karakolun önüne götürdüler. Gülmekten ceza kesmeden serbest bıraktılar.

 Adalet yok. Onu yok eden iktidar suçlu da seyredenler değil mi? Zulmü seyredenler çok oldukça adalatsizlik de sürecek.

 Bu ülkede yeme ve içme sektörü dışındaki bütün  alanlar tiyatro. 

 Bilim, var gibi görünüyor.

Eğitim var gibi görünüyor.

Sağlık hizmeti var gibi görünüyor

Ulaşım hizmeti var gibi görünüyor.

Aslında hiç biri yok. 

Rol var. 

Akrabalarını işe alan rektör bilim insanı gibi konuşur.

Hastaneleri şirkete dönüştüren bakanlar, halk sağlığını anlatan konuşmalar yapar. Tren yolu denetimini kaldırıp kaza ile ölüme sebebiyet verenler, ulaşımda çığır açtıklarını söyler. Milyonlarca insanı işsiz bırakanlar refahtan söz eder. Bu ülkede işini iyi yapanlar cezalandırılır. İyi yapıyormuş gibi görünenler mükafatlandırılır. Peki ya bu duruma karşı çıkanlar da tiyatro yapar mı? Maalesef yapar, yapıyor. 

Sol parti görünümü var.

Sol sendika görünümü var.

Direnişçi görünümü var

Özgürlükçü görünümü var

Halkçı görünümü var

Ama aslında yok. 

Lenini herkesten çok okuyup yazlık ev alan var.

Deniz Gezmişin hayatını ezbere bilip otomobilinin modelini yükselten var. Halkçı bi partide belediye başkanı olup rantı besleyen var. Binlerce üyesi açlığa mahkum edildiği halde mücadele etmeyen sendikacılar var.

Benim gibi Khk zulmüne karşı sokağa çıkan direnişçiler büyük bir direnişin içinde olmayı isteriz. Ancak Sol partiler ve sendikalar direnmediği için bireysel direnişler yapıyoruz. Maalesef direnişlerimiz desteklenmiyor. Hatta tepkiyle karşılaşıyoruz. 

 Şımdi karşımda bir gecede  20 yıllık mesleğimi gasp edenler bir tarafta, onlarla mücadele görüntüsü verip "Geri Döneceksiniz" diyenler diğer tarafta duruyor. Ama 140 bin memurun açlığa mahkum edilmişliği üç yıldır sürüyor. Hem zulüm edenlere hem de zulme direnme görüntüsü verenlere öfkeliyim.