Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Balon eylemi

Resim
Kocaman bir helyum balonunu (yaklaşık bir metreküp) strafor dövize bağladım. Dövizin her iki yüzüne "İşimi öğrencilerimi istiyorum." yazdım halkın İlgisini görmeliydiniz. Emirle suç işleyenler yaklaşık kırk dakika sonra geldi ama ipi bıraktım. Tutamadılar. Şu anda Nasa okuyor. Cezayı kestiler. Yanıma gelip konuşan bir genci de gözdağı vermek için karakola getirip gbt yaptıktan sonra bıraktılar. Tutanağa şöyle yazmışlar. Şahıs biz geldiğimiz anda ipi bırakınca delil elde etme şansımız olamadı.

Faşist Provakasyon

Bu gün faşist provakasyona uğradım. Elimde gitarım üstümde KESK in "işimi ekmeğimi istiyorum" önlüğü ağzımda "Bodrum meydanında oturuyorum yitirdiğim öğrencilerimi aman aranıyorum" türküsü vardı. Bir dörtlük okudum  okumadım yanıma bir motosiklet yanaştı. Kızgın kırkbeş yaşlarında tamirci olduğu belli olan biri bağıra çağıra konuşuyordu. Kalk git burdan dedi. Kalkmadım.ihraç mısın sen nereden ihraç oldun! Kalk git buradan! İşini istiyosan mahkemeye başvur! Diyordu. Ben de ona cevap verdim. Konuşurken bir ara yanıma oturdu. Yine kalktı. Çevremde gezindi. Her an saldiracak gibi hareketler yaptı. Yaklaşık iki üç dakika sürdü. Sonra resmi Polisler geldi beni ceza yazmaya götürdüler. Onu da serbest bıraktılar. Onu neden serbest bıraktınız dedim. Uzaklaştırdık ya dediler. Polislere bu işte polisin parmağı vardır dedim. Haberimiz yok dediler gizlinin de gizlisi var dedim. Ülkemizde  faşist saldırıya uğramanın da cezası var elbet. Kabahatlerden 227 lira para cezası kestiler

Dünlük (Muğla Kesk Eylemi)

Resim
Bu gün Kesk olarak Nuriye ve Semih' in serbest bırakılması, ihraclarin işe iade edilmesi, Ohalin kaldirilmasi ve KHK larin iptal edilmesi için tüm şubelerde basın açıklamaları yapılacaktı. Bodrum' da da yaptık. Halk desteği iyiydi. Polis gelmedi. Giderken dövizi alana bıraktım.

Vuelta a los estudiantes de mi datos de empleo!

Resim
"Vuelta a los estudiantes de mi datos de empleo! " İspanyolca. Estudiantes student demek. Yani öğrenci İle ilgili bi sözcük. Polise de böyle anlattı Engin.  Bu gün gecen dönem Aydin Eğitim Sen Şube başkanı  Ali Gün ve Bodrum dan Levent Öncel desteğe geldiler. Karanlığa doğru bir  polis çıktı ortaya. Engin in fotoğrafını çekerken Engin zafer işareti yapıp gülümsedi. Polis kızdı. Seni çekmiyorum yazıyı çeki yorum dedi. Sonra Engin i yürüyerek Kalenin yanindaki güvenlik büroya götürdü. Engin hiç direnmedi. Büroda ayakta beklettiler. Polis: google çeviriden mi yazdin? Yoksa İspanyol bir arkadaşın mi var? Engin: Google dan. Polis: Ama çeviri her defasinda farklı oluyor. Engin: Evet de ortadaki Estudiantes ten anlaşılıyor. Hastaneye götürmek istemediler. Ceza kağıdını verdiler. Alırken Engin: sanık hakları gereği hastaneye götürmeniz gerekiyor. Belki bana işkence yaparsiniz ve kimse bilmez Polisler: biz hiç sana kötü davrandik mı? Engin: Mahmut tokat attı. Polis: Pe

Dünlük (İtalyanca)

Resim
İtalyan turist yok. Galiba İtalyan cumhurbaşkanlarından birinin söylediği doğru. " Dünyanın neresine giderseniz gidin İtalyan turist bulamazsınız. Dünyanın en güzel yeri İtalya' dır da ondan." Hem Akp betonu ülkesine niye gelsinler ki? Benim için ise İtalyanca gibi yabancı dillerde yazmamın şöyle bir faydası var. İtalyan sa zaten gelip konuşuyor. (Bu gün hiç gelen olmadı.) İtalya dışında n ise edebi İngilizcem ile açıklıyorum. Türk ise, ki en çok Türklerde işe yarıyor merak edip soruyorlar. Araçlarin içindeki merakla bakanlar için arkasindaki anlamını çevirdim. Polisler yoktu. Onlar hikayemin komik kahramanıdır. Geldiğimi görmediler herhalde.

Ankaradayım

Resim
Ankaradayım. Nuriyeler yaşasın diye. Ankaradayım. İşime döneyim diye. Ankaradayım. Düşüncesizler işten atılmasın diye.    Uzun zamandır yazmıyorum. Keyifli yada heyecanlı değilsem yazmak işkence. Merak etmeyin direnişi bırakmadım. Bu arada neler oldu neler. Ankarada direnenelere desteğe de gittim. Bodrum' da meydana da çıktım. Bodrum' daki direnişim için "Meydana çıkmak" ifadesi daha uygun geliyor. İyi bir iş çıkarıyor muyum bilmiyorum ama kaleye şut çekiyorum. En doğru en iyi şutu atıyor muyum belli değil. Sadece şut atmaya devam ediyorum. Kendimi, dünyanın bütün diktatörlerini barışçıl yollarla devirecek güçte hissediyorum. Ancak böyle söylemenin faydası yok. Bazı sloganlar da anlamsız geliyor. Mesela tek başıma yada iki üç kişiyle "Direne direne kazanacağız!" Yada tek başıma Bodrum' da "Faşizme karşı omuz omuza!" desem olur mu?      Kaleye şut atmaya gelince. Maçda bir adaletsizlik var. Ülkede adalet olmadığını düşünen bütün insanlar bi

ANITI DERHAL ÖZGÜR BIRAKIN

Resim
Işimizi isterken polis anons ediyor. Dikkat dikkat insan hakları anıtı önünde toplanan gruba sesleniyorum yaptığımız Eylem kanunsuzdur derhal dağılın! Dün biz de insan hakları anıtının etrafina barikat kurup ülkemizi dünyaya rezil eden polislerin bize söylediğini kendilerine söyleyerek "Dikkat dikkat insan hakları heykelini esir alan polis grubuna sesleniyorum yaptığınız eylem kanunsuzdur heykeli derhak özgür bırakın." Dedik. Polise benzemek için kartondan kalkanlar ve kagıttan bir megafon yaptım. Polisin kalkanı ile karton kalkanımı karşı karşıya getirmeyi düşundüm. Ayrica kuş uçurmadıkları barikatın içine üzerinde büyük harflerle "Nuriye Semih Yalnız Değildir. ve " İşimizi istiyoruz." yazan  kağıttan uçaklar yapıp attık.     

Direnişim Halkın Direnişidir.

Resim
Nuriye ve Semih' in 107 günlük açlığını Bodrum Halkına duyurduk. İstanbuldan gelen yeni tanıştığım dostlarım direnişe sahip çıktılar. Halkla konuştular Nuriye ve Semihi öyle etkili anlattılarki onları izlemek çok hoşuma gitti.  Tabiki bu direniş onlarındır. Nerede zulme başkaldırı varsa hepimizindir.

Üşengeçlikten Yalan Söylemek

Resim
Dün Ramazan abim, Gamze ve annesi ile birlikte, halka Adalet yoksa ne yapmalı sorusunu sordum. Beş seçenekli cevapların birinin altına doğru işaretini yapacaklardı. Fakat kısa sürdü. Bakın neler oldu. Üşengeçlik, kötülüğün temel sebebidir. Yalan, hırsızlık, dolandırıcılık, gasp ve benzeri suçların da altında bulunur. Karşılaştığımız sorunların birden fazla çözümü vardır. Kolay ve çabuk çözümler kötü, uzun ve emek isteyen çözümler iyidir. Polis dün yerdeki dövizi sökmeye üşendiğinden benim sökmem için yalan söyledi. Sök gidelim sana çay ısmarlıycam ceza yazmıycam dedi. Ramazan hocam, Gamze ve annesi de yalana tanık oldu. Böyle bir yalana nasıl mı kandım. Daha önce de aynı polis aynı cümleyi kurmuş ve bir çay ocağında çay ısmarlamış ceza kesmemişti. Aslında bu defa yalan söylediğini anladım da yine de bu duruma düşmesini istedim. İnanır gibi yaptım. Yerdeki dövizi kendim söktüm. Yürüyerek karakola geldik. Karakola niye gidiyoruz? Diye sordum. Çayı karakolda içecez dedi. G

Adaleti Suyla Yazınca da Ceza Var.

Resim
İki üç şu şisesi alıp kapaklarının ortasına özenle delik açtım. Yere tanesi bir metre büyüklüğünde harflerden ADALET yazdım. Okuyanlara ilgilenenlere "Bir tane de siz yazar mısınız? İşte kalem" deyip kapağı delik şişeyi uzatıyorum. Çok güzel yazdılar. Yüksel kameramanım, Ramazan Abi de açıklama yapanımdı. Turistler de yazdılar. İlgi büyüktü. Daha büyük bir şişenin kapağını delerken bir ses "Demek bıçağın var." dedi. Çakımdan bahsediyordu. Başımı kaldırdım polisi gördüm. Moralim bozuldu. Evet. Moralimiz bozuluyor polisi görünce. Yere suyla adalet yazdığım için vicdanı sızlamadan ceza kesecek. Büyük şişeyle yazmak için yöneldiğimde kaptı elimden şişeyi lanlı lunlu konuşan. Şişeyi küp taşlardan birinin yanına koydu. Ceza kesip hastaneye götürdüler. Doktora durumu anlatıp darp yok ama ruh sağlığım bozuk dedim rapora yazdı. Dönüşte alana geldim.  Baktım şişe duruyor Daha büyük harflerle ADALET yazdım. 2007 yılında mezun ettiğim Deniz OKTÜRK ve Cenk ÇAPGIN yanıma gel