Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Beni hisleriyle işten atmışlar.

Resim
Bu gün Muhtardan Ohal Komisyonunun  hakkimdaki ret kararının gerekçeaini aldım. Muhtarlığın karşısındaki kahvehanede oturdum. Çay söyleyip heyecenla açtım zımbalanmış evrak tomarını. Üç dört kağıttan oluşan yazıları okudukça yüzümde gülümsemeler oluştu. Hala da  gülüyorum. Beni bir hisle işten atmışlar. Ohal Komisyonu ihracımdan öncesine dair bişey bulamayınca ihraçtan sonra işimi geri istediğim için hakkımda açıtırdıkları davalara dayanmış.  Sonradan açtırdıkları davaların da  sonuçlarını beklemeden terörle irtibatlı göstermişler. Bir de kurum kanaati demişler.   "Kurum kanati" yazarak sanki bütün çalışanların birlikte kanati gibi gösteriyorlar. Oysa o dönemdeki hükümetin sendikasına üye olan idarecilerin kanaatidir. Ankara ve İstanbul' da işimizi geri istediğimiz için, işkenceyle gözaltına alarak dava açtırdıklarını yazmamışlar da terör propagandası,ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet yazmışlar.  Onlarca davadan beraat ettiğimizi yazmamışlar da sürüncemeye bıraktı

Fransız Halkına Bin Selam

Resim
Dünlük Fransız Halkına Bin Selam AİMER LES FRANÇAİS QUİ  FRAPPENT EN GENERAL Böyle yazdım. Fransa ayaktayken en başa böyle yazıp altına öğrencilerimi istiyorum yazıp imzalayacaktım.  Beni yazarken seyredenler oldu. Gayet rahattım. Rejim değişmemiş gibi. Sanki demokrasi varmış gibi. Sanki biraz sonra gelecek polisler emirle suç islemeyecek, Çay kahve ikram edecekmiş gibi. Hayalden çabuk döndüm. Arkamdan daar dülülü polis telsizi sesi ve  "Engiin" Diye bi ses geldi. Heyecanlandım ama oralı olmamış gibi yazmaya devam ettim. Bir kaç kere daha "Engin hadi kalk tamam" gibi sesler geldi. Yazmayı sürdürdüm. Bir el kalemimi tutup çekti. Bırakmadım. O da bırakmadı. Arkadaşlarına "Bunu götürün afiş asmadan işlem yapın." dedi. "Bana uyarı yapmalı ve süre vermelisin."dedim. "Yapıyorum ya" dedi kalemimi bırakmadan. Bazı insanlar durup izlemeye başladı. "Afiş asmaya sokamazsın yerde duran kağıt asılı değildir." Dedim. " Yaptığın kanunsu

KONSER İŞKENCESİ

Resim
Direnişler Meclisinden arkadaşlarım emekle bir dayanışma konseri hazırladılar. Konsere Çorlu Tren katliamında yakınlarını kaybeden aileler, Soma Maden katliamında ölen işçi aileleri, Harbiyeli  öğrencilerin aileleri, Khk ile işleri gasp edilenler ve tüm halkımız davet edilmişti. Sanatçılar  Grup Yorum, Orhan Aydın, ibrahim Karaca, Pelin Batu, Ekrem Ataer, Mehmet Esatoğlu'ydu. Konseri sosyal medyada duyurmuş, olumlu tepkiler almıştık.Çok katılım olacaktı. Ancak hükümet hala halkına saldırmaktan vazgeçmemiş olduğundan daha emniyete bildirm bile yapmadan yasaklamış. Yasak kararını tebliğ etmek için  Acun hocanın evine polis göndermişler. Bulamayınca telefonla aramışlar. Yasaya göre iki gün önceden emniyete bildirmek yeterli ama konsere kimse gelmesin diye yasağı önceden duyurmak istemişler. Acun Hocam Şisli Emniyeti ve Kaymakamı ile görüştü. Saçma bir gerekçeyle karşılaştı. "Suç işleme ihtimali" varmış. 103 insanı Gar katliamında öldüren ışitlilerin iki ton bomba malzemesi s

Körekten Kukla

Resim
Körek, kürek değil. Bodrumlular öyle söyler. Körek. Güzel çicek açıp iki üç metre uzayan gövdesi kuruduğunda hafif bir sopaya dönüşen bir bitki. Körek mantarı duymuşuzdur. Köreğin sopası hafif olduğundan kukla yapımında iyi oluyor. Kukla ve manken kullanmak çok hoşuma gidiyor. Görenlere, polisten ve gözaltına alınmaktan korkan fakat  direnmekten vazgeçmeyen bir düşünce göstermeyi amaçlıyorum. Ayrıca Faşizm cansız manken ve kuklaları gözaltına alarak gülünç duruma düşüyor.  Hükümet korkudan bir kuklayı bile gözaltına alıyor.  Aklım sürekli direnişıme çalışıyor. Çöpün kenarına bırakılmış bi buzdolabı kolisi, düz bi tahta, tepede kurumuş körekler gibi ücretsiz edinebileciğim uygun materyalleri direnişte kullanıyorum.  Ve  sürekli yeni dövizler düşünüyorum. Döviz üretmeyi, haksızlığı bir iki cümlede anlatabilme sanatı olarak adlandırabiliriz. Direniş insanlık kadar eskidir. Benim direnişim örneklediğim ve örnek olduğum direnişlerin arasında bir yerde. Kızımı okula bırakırken yol kenarların

Kamçılanma İşi

Resim
Bir Varmış Bir Yokmuş. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ve insan emeğini sömüren bi zengin, bütün kazancını altına dönüştürüp bir köye gelmiş. Bir eline bir kese altın diğer eline de büyük bir kamçı almış. Mahallenin ortasında köylülere seslenmiş. "Bir altın kazanmak isteyen var mı? Köylüler başına toplamışlar adam devam etmiş. "Bir Kamçı yiyene bir altın vereceğim." köylüler şaşırarak birbirlerine bakmışlar. En açıkgöz olanı "Ben yerim!" demiş. Gömleğini açmış ve sırtını dönmüş. Kamçılı adam Kamçısını savurmuş ve köylünün sırtında şaklatmış. Köylünün sırtı çok acıdığından  "Aaah!" diye bağırmış. Ama zarzor yürüyüp altını almış.   Kamçılı adam: Yarın yine geleceğim altın kazanmak isteyenler burada beni beklesinler demiş  ve gitmiş.  Ertesi gün geldiğinde 10 adam kendini kamçılatmış.  Bir ay sonra kamçılanan kişi sayısı yüze çıkmış. Köyün en zenginleri en ön sırayı kimseye kaptırmıyormuş. Muhtarın da işbirliği ile Meydanda bir atolye kurmuşlar. Muhtar d

Masumları Suçlamayın Hükümete Benzemeyin

Resim
SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM  MASUMLARI SUÇLAMAYIN HÜKÜMETE BENZEMEYİN!

Osman Gürün ile Görüşmemiz

Resim
Üç yıldır açlığa mahkumluğumuz sürüyor. Daha hangi sebepten işimin gasp edildiğini bile bilmiyorum. Akp hükümetinin Yüz Kırk Bin insana ettiği zulmü muhalif belediyeler de biliyor ama yardım etmediler.  Muğla' dan mağdur edilenlerle güç birliği oluşturmak istedik ancak başarılı olamadık. Sendikamız da Belediye ile görüşemeyince  Akademisyen Gözde Hocam ile birlikte Belediye Başkanıyla görüşmeye karar verdik. Muğla da Belediye Başkanlığına yine Osman Gürün seçildi. Ben de ona oy verdim. Aslında halk bu seçim de chp ye oy vermedi. Akp ye karşı birleşti. Sanırım Osman Gürün bu durumu pek önemsemiyor yada hiç farkında değil.  Umudumuz yoktu ama gitmek gerekliydi. Çünkü Belediyelerin imkanları çoktur isterlerse bize iş verebilirler. Hamit hocamın anlattığı gibi direk alamazlarsa bile taşeron şirketlere alabilir veya herhangi bir işletmeye belediyenin aracılığı ile yerleştirebilirler. Bir hafta bekledikten sonra pazartesi Sabah 10:30 da 15 dakikalığına randevu alabildik. Düşü

Sendikam Direnişimi Destekledi

Resim
Bu protestoyu altı aydır planlıyordum. Arkadaşlarıma da anlatıp gülmekten kırılıyorduk. Özellikle Emir Ali arkadaşımla çok eğlendik düsündükçe hem güldük hem gelistirdik. Sponsorum Emir Ali dir. Bir gün önceden merak uyandırmak için facebookta paylaşım fikri de ona aittir. Ayrıca fotoğrafçı ve Reklamcı da gülerek büyük indirim yaptı. Malzemeler Uzun zaman evde bekledi. Dolayısıyla yaz mevsiminde olmamıza rağmen fotoğraflar kışlık kıyafetli kaldı. Reklamcıda fiyatı indirmek için arka zemine karton ayarladım. günlerce aradıktan sonra büyük bir buzdolabı kartonu buldum. Öbür gün İhraç can yoldaşım Gözde Özdikmenli ile yapıştırıp kestik. Sekiz saat uğraştık. ertesi gün yani dün  sabah alana çıktım. Gözde fotoğraf ve videoları çekti. Benden beş tane görenler çok güldü. Biz önceden güldüğümüz için eylem günü gülemedik. Görenler ve polis dahil güldü. Umarım fasizmi de gülerek yeneriz. 20 dakika sonra iki emirle suç işleyen geldi. Beni ve manken destekçilerimi karakolun önüne götürdüler. Gülme

SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM HALKIMIZI SEVİN, HÜKÜMETE BENZEMEYİN.

Resim
Dün saat beş sularında protestoya çıktım. Alana giderken çöplerin yanından karton koli alıp geçerdim. Ama üç dört çöp gezmeme rağmen bulamadım. Sonra ozalitçiye uğradım. Artık kağıt aldım. Ozalitçi ücret almadı. Zaten hiç almıyor ki. Ev koli bantıyla dolu ama çantama koymamışım. Kırtasiyeye uğradım. Onlar da hep indirim yapıyor. İndirim yaptıklarını da söylemiyolar. Örneğin üç lira ödüyorum. Yolda etikete bakıyorum beş lira yazıyor. Sonra dövizi yazmak için belediyenin yakınindaki bir alana geldim. Burası protestoma hazırlık alanıdır. Gölge ve sakin. Yerdeki ağaç yapraklarını ayağımla temizlerken "Abi , Abi" diyen bi ses duydum. Önce sesi duymazdan geldim. Zira böyle seslenişler genelde"Ne olur burda yazma abiyle " devam ediyor. Ses yine geldi. Daha yükselmişti. Baktım ki benden yaşça  daha büyük bi adam elindeki süpürgeyi kaldırıp "Bununla süpür dedi." Çok duygulandım. Kovulmaya hazırlanırken yardıma uğradım. Kağıt ücretsiz Bant indirimli,  Alan süpürgeli

İŞİMİ GERİ İSTİYORUM YAV!

Resim
Bisikletle karton kolilerin atıldığı çöpe geldim. Kolilerden uygun olanını çabucak seçtim. Çabuk seçmeye çalışıyorum çünkü hala çöpü karıştırmaktan utanıyorum. Şimdilik döviz için karıştırıyorum. Sanırım yakında yiyecek için de karıştırmam gerekecek. Seçtiğim koliyi bisikletin pedalına yerleştirdim. Meraklı gözlerin içine bakmadan çay ocağına geldim. Burası  çalışırken  okuldan çıktıktan sonra dinlenmek icin uğradığım çay ocağı. Çayı hem taze hem fiyatı uygun. Dövizi yazacağım cümleye göre kesip hazırladım. Çaycı  yazıyı okuyunca gülümseyip "Mücadeleye devam hocam ha?" dedi. "Ne yapayım ara sıra çıkıyorum." dedim. Bisikleti oraya bırakıp dövizimle alana geldim. Alana ve oturduğum yere şöyle bi baktım da. Alanın dili olsa da konuşsa. Gözde Hocam bir defasında alanı konuşturan bir öykü yazmıştı. Alan beni görünce heyecanlanıp mutlu oluyordu. Ben de onu görünce heyecanlanıyorum. Direnmek heyecanlı bi şey. Gerçi benimki pek güçlü direniş sayılmaz. Neyse oturup beklemeye

Bugün okuluma gittim.

Bu gün okuluma gittim.(Öğrencilerimden, öğretmen arkadaşlarımdan ve okulumdan iki buçuk yıldır koparılmış durumdayım.) Öğretmen arkadaşlar ilgi ile karşıladılar. Tarafıma yapılan haksızlıktan dolayı üzgün olduklarını, biran önce dönmemi beklediklerini anlattılar. Babamın ürettiği baldan satın aldılar. Çay, kahve ikram ettiler. Ülkenin durumundan kaygılandıklarını belirttiler. Yorgun görünüyorlardı. Nasıl yorulmasınlarki. Bütün yük öğretmenin sırtında. Hükümet insan yetiştirmek istemiyor. Yarış atı gibi koşan sorgulamayan inanan ve biat eden bireyler yetiştirmek istiyor. Hukuki durumum hakkında bilgi aldılar. Onlara "Hükümeti dava ettiğimizi, davalarımızı idare mahkemelerine almadıklarını, AHİM e gittiğini, AHİM in hükümete komisyon kurdurduğunu, komisyonun yavaş çalıstığını ve tarafıma henüz sıra gelmediğini anlattım. Komisyonun belli bir sırayla mı baktığını sordular. Sırayla bakmadığını ve hiç güvenmediğimi söyledim. Müdür de benimle tokalaştı. Kendisinin akıllı oğlu Burak '

KÖR TESTERE

Resim
Düzeni bozanlar onu düzeltiyor algısı oluştururlar.  Küçükken tahtalardan bi şeyler yapmayı çok isterdim. Ama kesmek hem uzun sürer hem de çok yorucu olurdu. Sonunda da başarısız hissedip işi bırakırdım. Meğerse testeremiz körmüş. Körlüğünü ancak şimdilerde farkedebildim. Çok keskin testerelerim var. Ve hobi amaçlı tabureler sehbalar yapıyorum. Çocukluğumdaki o testere annemlerde hala duruyor.  Baktıkça o günleri hatırlıyorum. Testeremiz keskin olsaydı muhtemelen şimdi marangozdum. Testere var mı vardı. Yenisine gerek yoktu. Kesme işi onunla yapılıyordu. Kesecek gibi görünüyordu. Halbuki hem kesmiyor hemde kesmekten soğutuyordu. Tüm kurumlarımız kör testere gibi çalıştırılıyor şöyle ki; Diyelim ki öğrencilere bilim öğretmek istemiyoruz. Bunu sağlamanın en doğru yolu fen dersi veriyormuş gibi görünmektir. Fenin gözlemlerinin, deneylerinin ve yorumlarının yerine ezbere sınav soruları çözdürmeli. Örneğin mikroskobu kullanma becerisi olan çocuğa, bitki hücresi ile hayvan hücresi arasındaki

Al Bİ TEKME DE BENDEN!

Resim
-Çok kötü görünüyosunuz. Heryeriniz sargılı kaza mı geçirdiniz.  -Hayır. Hepsi ayrı zamanda oldu. -Yaa!  Ayıp olmazzsa merak ettim de kafanıza ne oldu? -Lastikçi patlattı.  -Nasıl oldu? -Geçenlerde yola dikili çiviler gördüm. Hepsini söktüm. Meğerse çivileri Lastikçi dikmiş. Patlayan lastikleri tamir edip çok para kazanıyomuş. Benim söktüğümü öğrenince levyeyi kafama geçirdi. -Off çok kötü olmuş ya. Peki G özünüze ne oldu? -Camcı şişirdi.  Bir hafta önce Sapanıyla mahallenin camlarını kırmaya çalışan bir çocuk gördüm. Engel oldum. Meğer camcının çırağıymış. Camcı kırılan camları onararak köşeyi dönüyormuş. Beni duymuş. Bir taş da gözüme attırdı. -Deme yaa. Ya bacağınızdaki yara? -Silah tüccarı vurdurdu. -Anlatır mısın? -Bi kitap yazdım okuyanlar din baskısına ve ırkçılığa karşı barışı ve özgürlüğü savunmaya başladı. Savaş çıkarmak zorlaştı. İnsan ölümlari azaldı. Silah satışı durdu. Silah tüccarları da beni vurdurdu. -Peki üstün başın neden kirlendi? -Sendikacılar çamur attı. İşçileri

Örnek Aldığım Kadınlar

Resim
https://twitter.com/nehirbalikcisi/status/1104026563979415553?s=19 https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10157154186939357&id=556459356

MARANGOZUN ÇEKİCİ EMEKÇİNİN KESK' İ

Resim
 Kesk yönetimi Ohal' den sonra bölge mitingleri düzenledi. "Krizin faturasını ödemeyeceğiz, yoksullaşmaya işsizliğe, güvencesizliğe karşı birlikte mücadeleye" talepleri ile çağırı yaptılar. Birden çok talep belirtilmiş. sanki her talebe uyan gelirse katılım artar diye düşünülmüş. Gittik. Bi tarafı denizle diğer tarafı polis barikatıyla çevrilmiş katılımcılar haricinde halka kapalı bi miting oldu. Oysa insan tek başına kendi seçtiği bi meydanda eline bi döviz alıp eyleme çıksa halktan yüzlerce kişiye sesini duyurabiliyor. Halktan Izole mitinglerin adını "gaz alma" olarak değiştirmek yerinde olur. Dört bini aşkın üyesi ihraç edilmiş bir sendika olan kesk "ihraç edilen arkadaşlarımız için iş bırakıyoruz." çağrısı yapıp bıraksa daha iyi olurdu.   Yöneticilere neden ihraçlarınız için iş bırakma eylemi gibi ciddi mücadeleler düşünmüyorsunuz diye sorsak verdikleri cevap aşağı yukarı şöyle oluyor. "Basın açıklamasına gelmeyen üye işi hiç bırakmaz." E
Fosem' e teşekkür ederim. Direnişimi anlatma fırsatı verdi. https://youtu.be/-zOzdffQXx0

Selvi ve Nursel Öğretmen Tutuklandı

Resim
Sabah öfkeyle alana doğru yola çıktım. Hava güneşliydi. Tam protesto havası.  Dün Bakırköy' de işini isteyen Nursel ve Selvi öğretmen tutuklanmıştı. Daha önce kurtarabildiğim dövizlerden Anayasa Madde 34 ü yanıma aldım. Yürürken okumak isteyen insanların önünde durarak yada yavaşlayarak geçtim. Çünkü bazıları onlara baktığımı görünce bakmıyormuş gibi yapıyor. Bazen gizlice bakan birilerini fark edince  çaktırmadan ayakabımı bağlıyormuş gibi yapıyorum. Okumaları için yeterli bir süre bekliyorum. Berberin önünde durup konuştum. Güler yüzle karşıladı. " Hadi bakalım kolay gelsin." Desi. Evimle işyerim arası yaklaşık 800 metre. Okulumun yanındaki belediye meydanı yeni işyerim sayılır. Berberden geçtikten sonra Atatürk caddesine çıktım. Orası okuluma bisikletle gittiğim cadde. Eyleme giderken o yolda üzülürüm.  Yüzümdeki öyle bi duyguydu ki, biraz vicdanı olan hiç kimse beni durduracak kadar gaddar olamaz. Düşünün, gözleri dolu, elinde döviz, kimsenin yüzüne bakmadan, yürüyen 

SANDALYEDEKİLER

Resim
Uslanmaz, Bezgin ve Tasasız geniş arazileri görebilen yüksek bir tepede sandalylerinde oturuyorlarmış.  Uslanmaz kalkıp dolaşmak istemiş. Bezgin "Boşveeer rahatımız iyi ne diye kalkacaz, sonra biri sandalyemizi kapar. Burdan manzarayı seyrediyoruz nasılsa" demiş. Tasasız sessizce kafasını sallayarak bezgini onaylamış. Uslanmaz onları takmamış, yollara vurmuş kendini. Bezgin ve Tasasız da onu izlemeye koyulmuşlar. Uslanmaz çukura düşünce "Kendi etti kendi buldu" deyip gülmüşler. Dağa çıkınca şaşırmışlar, suya girince korkmuşlar. Aşık olunca kıskanmışlar. Yıllar sonra uslanmazın yolu sandalyedekilerin yanından geçmiş. Yüzünde yaşadıklarının izleri varmış. Sandalyedikiler ise artık koltukta oturuyorlarmış ve göbekleri kocamanmış. Kollarında serum bağlıymış. Bezgin "Bizi dinleseydin böyle çırpı gibi kalmazdın" demiş. Tasasız ise "Artık bir sandalyen bile yok, ne yapacaksın şimdi?" diye sormuş. Uslanmaz gülümsemiş, "Yaşayacağım" demiş ve yin

They Robbed The Teacher's Job (Açlığa Mahkum Öğretmen).

Resim
(Türkçe için alta bakınız.) There is a primary school teacher in Bodrum who has been unfairly detached from his students. Engin Teacher. He loves people of all ages and most of all children. If you ask children, he is the school's most popular teacher. Teaching was his happiness. They stole your happiness. He learned that he was dismissed from his job for one night while he was not in charge of any crime, that he could not work in any other job that he could not go abroad. But he went on for three more days. His superiors didn't call him. When his union didn't fight well enough, he started to play humorous and remarkable actions by himself in the municipality square next to his school. He says he wants his students back, with water, wheat and flower. On land, in the air, doing action at sea. He is being detained despite the world's most peaceful protest. Fines are cut, unfair cases are opened. Sometimes he supports the resistance in Ankara, Istanbul, Duzce and Malatya

Alicengiz Bozuldu

Resim
Nursel ve Selvi öğretmenlerin Bakırköy Özgürlük Meydanına 100 metre yaklaşmama yasağı vardi. İki yıldır işlerine döndürülmedikleri için yasağa rağmen çıktılar. Tutuklanma ihtimali yüksekti. Ben de İstanbula gelimişken destek olacaktım. Daha önceleri de desteğe geldim. Bakırköy adaletsiz cezalandırmada çok verimli. Destek olunca mahkemesi oluyor. Mahkemeye gelmişken bidaha destek oluyorum. Bidaha mahkemesi oluyor. Gelmişken bi daha...böyle sürüp gidiyor. O gün benim de tutuklanma ihtimalim vardı. Beraat ettiğimiz mahkemelerin kararlarını da dövize yapıştırıp çıktık.  Duygusal bir konuşma yaptık. Halk ilgiliydi. Normalde bir gece gözaltı yapıp ertesi gün savciya çıkarıyorlar. Dün gözaltında tutmadilar çabucak savcıya çıkarmaya çalıştılar. Avukat gecikti. Geldiğinde mesai bitmişti. Adliyeye getirdiklerinde bizi çağırtan savci eve gitmişti. Karar verme işi nöbetçi savcı ya kaldı. O da adli kontrole sevk etti. Polislerin morali bozuldu. Meğer gündüz  savcisı bizi tutuklamaya sevk edecekmiş.

Anayasa beraat etti.

Bakırköy' de işi için direnen Selvi ve Nursel öğretmenler ikinci kez tutuklanmıştı. Bu adaletsizliğe dayanamayıp Türkan Abla ve Nuğyen Öğretmen ile alana çıktım. İki döviz yazdık birinde "İşini istemek suç değildir. Nursel ve Selvi öğretmen serbest bırakılsın." Diğerinde"Anayasa madde 34: Herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız gösteri yürüyüşü yapabilir." yazmıştık. Polis saldırdı. Savcı bir gece gözaltında tutup adli kontrol talebiyle sulh ceza hakimine sevk etti. Hakim cumartesi ve pazar günleri imza şartıyla serbest bıraktı. Adli kontrol kaçma şüphesi olanlara verilir. Normalde 2911 sayılı gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan adli kontrole gerek olmaz. Zira bu suçtan alınabilecek ceza bile yaklaşık iki yıldır. O da genelde ertelenir. Bazı Savcılar ve hakimler adli kontrol ve tutuklamaları cezalandırmak amacıyla veriyor. Böylece hem biz hem de Anayasanın 34. Maddesi cezalandırıldı. Aradan iki ay geçtikten sonra dün davanın ilk duruşma

Direnişimi Destekleyen Biri

Resim
Dün adamın biri beni destekledi. Bayağı destekçim var. Engin var. Bodrum Belediyesi' nin yanındaki okuldan açlığa mahkum edilen öğretmen var. İşine dönebilmek için Bodrum' da eylem yapan öğretmen var. Öğrencilerine olan sevgisi hükümet korkusundan büyük olan Bodrum' daki ihraç öğretmen var.  Ankara Yüksel Cadde' sinde işleri için 800 gündür direnen memurlara desteğe giden biri var. Malatyada işi için direnen Erdoğan, Özkan ve Sertaç öğretmenlere desteğe giden uzun bi herif var. Bakırköyde işi için oturma eylemi yapan Selvi ve Nursel Öğretmene desteğe giden var. En büyük destekçim de öğrencileri tarafından çok sevilen o hoca var. Bide "Hukusuzca açlığa mahkum olununca, yapılması gerekenler."dersi veren bi öğretmen var. Eee bu kadar destekçim olunca aç da kalsam başım dik yürüyorum.

Direniş iyi görünümlü Kötüleri Rezil Eder.

Bakar mısınız? Kalkanlarla görüntü almayı engellediler. Utanıyorlar yaptıklarından, rezilliklerinden. Kimse görmesin aman. Belki gezi direnişi patlak vereceğinden belki de  oylarının düşeceğinden korkuyorlar. En çok da saraylardaki yaşamlarının biteceğinden korkuyorlar. Hükümetin düştüğü bu durum direnisn kazanımlarından biridir. Direniş, iyi görünmeye çalışan kötünün maskesini düşürür, rezil eder. Yüksel caddesinde direnenler onurumuzdur. https://www.facebook.com/444537122702786/posts/505112236645274/

Yüksel Direnişi Onurumuzdur.

Ankara Yüksel Caddesi' nde işlerini geri istemek için yaklaşık 800 gündür günde iki defa basın açıkaması yapan memur ve işçiler evlerinden gözaltına alındı ve sekiz gün nezarette tutuldular. Öğrendiğimde denizdeydim. Yelkenle Aşağıdaki açıklamayı yaptım. https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=10156930443254357&id=556459356

Kaçacak Olsak Direnir miyiz?

Resim
Emirle suç işleyenler bizi araca tıkma işini aceleyle yapıyor. Akşam maç mı var, dizi mi var bilmem. Bu akşamki  işimizi istemede, Alev' i karga Tulumba araca attıklarını görünce beni götürenlere "Aceleye gerek yok. Kaçmayacağız" dedim. Kaçacak olsak pankart açıp üstlerine yürür müyüz? Biraz sakinleştiler sanki. Ama Alev' in bir tutam saçını yolmuşlar. Alev' in  Nazan' ın, Gülnaz' ın, Nuriye' nin, Acun' un, Nazife' nin, Selvi' nin, Nursel' in bir tutam saçını kaybetmek bir ormanı kaybetmek kadar acıdır. Sanırım araca kendim yürüdüğüm için az zarar görüyorum. Acun hocam gözaltı aracında ülkenin durumuna uygun güzel bi hikaye anlattı. Alttaki videoyu izleyin lütfen. Direnenler halkın, kirletilmiş pencerelerini siliyor. Hastanede kendi aramızda konuşurken kadın doktorun biri yanımızdan geçti. Acun hocam, sessizce "Bizi şikayet eden doktor buydu" dedi. Doktor duymuş olacak " Evet o bendim. Ayağıma sıkarsınız bi ara" dedi

Moralsiz de dikildim.

Resim
Dün Moralim kötüydü. Son günlerde hep kötü zaten. İşimi hukuksuzca elimden alanlara karşı eyleme çıkacaktım. Sobayı tutuşturdum. Dövizi sobanın yanında yazmak iyi oluyor. "İşimi, Öğrencilerimi Geri istoyorum." Yazdım. Hava soğuk olduğundan mıdır, eyleme çıkmak istmeyişimden midir ayaklarım geri geri gidiyordu. Önce kıyafetimi beğenmedim, sonra rüzgarı fazla buldum. Bisikletle gidecektim. Strafordan dövizi taşıyamayacağımı düşündüm. Ayakkabılarımın biraz ıslak oluşu da dahil her şey olumsuzdu. Sonra "Doğru yu yapmak zordur" ilkem aklıma geldi. Yanlış kolaydır, çabuktur, gösterişlidir. Doğru ise ya hiç görünmez ya da kirli, pejmurde, görünür. Yanlış hemen mutluluk verir, doğru ise zamanla. Yanlış kahkaha attırır. Doğru sessizce mutlu eder. Bunlar tecrübelerim sonucunda ulaştığım düşünceler. Böyle düşünüce bir güç geldi. Yürüyerek belediye meydanına geldim. Yer soğuk olduğundan dikilmeye başladım. (Babam eylemime dikilmek diyor.) Öğrenciler geçtiler. Okuyup baş çeviren

Yelkene Yazdım

Resim
Motorsuz yelkenliye "İşimi Öğrencilerimi İstiyorum." Yazdım. Bodrum kıyılarında seyir yaptım.