Chernisevski "Nasıl Yapmalı"yı 1863'de iki ciltlik roman olarak yazmış. Mutlaka okumalısınız. Roman, Sovyet devriminin önderlerine fikir vermis. Nasıl yapmalıyı günümüz koşullarında da yazmak istiyorum. Roman gibi olmasada işe yarayacak biçimde. Yolumuzu bulmaya yardım eden yazılar gibi. Duygusuz ama doğru yolu gösterir biçimde Trafikte yolu bulmak için işaretler görürüz de hayatımızın yolunu bulmak için hiç görmeyiz. Çünkü işaretler özenle saklanmıştır. Aslında ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar saklayamıyorlar. Görebildiğim bazı işaretleri göstereceğim. Yaşadıklarımı yazarak.
Bisikletle karton kolilerin atıldığı çöpe geldim. Kolilerden uygun olanını çabucak seçtim. Çabuk seçmeye çalışıyorum çünkü hala çöpü karıştırmaktan utanıyorum. Şimdilik döviz için karıştırıyorum. Sanırım yakında yiyecek için de karıştırmam gerekecek. Seçtiğim koliyi bisikletin pedalına yerleştirdim. Meraklı gözlerin içine bakmadan çay ocağına geldim. Burası çalışırken okuldan çıktıktan sonra dinlenmek icin uğradığım çay ocağı. Çayı hem taze hem fiyatı uygun. Dövizi yazacağım cümleye göre kesip hazırladım. Çaycı yazıyı okuyunca gülümseyip "Mücadeleye devam hocam ha?" dedi. "Ne yapayım ara sıra çıkıyorum." dedim. Bisikleti oraya bırakıp dövizimle alana geldim. Alana ve oturduğum yere şöyle bi baktım da. Alanın dili olsa da konuşsa. Gözde Hocam bir defasında alanı konuşturan bir öykü yazmıştı. Alan beni görünce heyecanlanıp mutlu oluyordu. Ben de onu görünce heyecanlanıyorum. Direnmek heyecanlı bi şey. Gerçi benimki pek güçlü direniş sayılmaz. Neyse oturup beklemeye...
Düzeni bozanlar onu düzeltiyor algısı oluştururlar. Küçükken tahtalardan bi şeyler yapmayı çok isterdim. Ama kesmek hem uzun sürer hem de çok yorucu olurdu. Sonunda da başarısız hissedip işi bırakırdım. Meğerse testeremiz körmüş. Körlüğünü ancak şimdilerde farkedebildim. Çok keskin testerelerim var. Ve hobi amaçlı tabureler sehbalar yapıyorum. Çocukluğumdaki o testere annemlerde hala duruyor. Baktıkça o günleri hatırlıyorum. Testeremiz keskin olsaydı muhtemelen şimdi marangozdum. Testere var mı vardı. Yenisine gerek yoktu. Kesme işi onunla yapılıyordu. Kesecek gibi görünüyordu. Halbuki hem kesmiyor hemde kesmekten soğutuyordu. Tüm kurumlarımız kör testere gibi çalıştırılıyor şöyle ki; Diyelim ki öğrencilere bilim öğretmek istemiyoruz. Bunu sağlamanın en doğru yolu fen dersi veriyormuş gibi görünmektir. Fenin gözlemlerinin, deneylerinin ve yorumlarının yerine ezbere sınav soruları çözdürmeli. Örneğin mikroskobu kullanma becerisi olan çocuğa, bitki hücresi ile hayvan hücresi arasındaki...
Yorumlar