Dünlük

"Öğrencilerimi çok özledim." Bu günkü dövizim bu. Bakalım tehlikeli bulacaklar mı? Tehlikeli değil mi? Konumuna göre değişir. Atılma korkusu yaşayan bir yönetici ya da yargı mensubu isen, öğrencilerimi özlemem çok tehlikeli. Zira bir savcı dövizlerimden birtanesinde "atılan yüzbin kişi" ifadesini fetullahçı yapı ile ilişkilendirip beni bir gece nezarette yatırdı. Hakim de yurt dışına çıkma yasağı koydu. Savcı da hakimde hukuksuzca işimden atıldığımı, aylardır belediye meydanında işimi öğrencilerimi çeşitli yöntemlerle istediğimi biliyor.  Korkan insanlardan korkuyorum.     Böyle yazmıştım alana çıkmadan önce. Sanırım tehlikeli bulmadılar da büyük yazılardan tedirgin oluyorlar. “Öğrencilerimi çok özledim” in "öğ" ünü bitirmiştim ki iki çift ayak geldi. Yere çömelik vaziyette önümdeki ayakabılara baktım. Pek hoşuma gitmedi. Gözlerimi yavaşça  yukarılara doğru kaldırdım. Sivil polislerdi. Yüzümü ekşittim. Niye geldiniz güzel  güze...

Önümüzdeki günlerde görevinden atılacak olanlara İki arkadaş ormanda yürüyormuş. Biri barış türküleri söylüyormuş. Bir boğa yılanı türkü söyleyeni bacaklarından yakalamış. Yavaşça yutmaya başlamış. Diğeri elli metre öteye kaçmış. Yutulan, uzaktaki arkadaşına seslenmiş arkadaşım yılan beni yutuyor ve sadece bir ağzı var. Ağzında da ben varım. Sana bir şey yapamaz. Lütfen bıçağını ver de hem kendimi hem seni kurtarayım demiş. O sırada yılanın artıkları ile beslenen bir karga dile gelmiş. "Sakın yaklaşma yılan sadece türkü söyleyenleri yiyor. Senin suçun yok kımıldamadan durursan seni yutmaz." demiş. Arkadaşı korkudan kargaya inanmış ve beklemiş. Böylece yılan ikisini birden yemiş. Hukuksuzca isten atılan bizler barış, bilimsel eğitim, laiklik ve insanca yaşam türküleri söyledik. Siz söylemediniz. Yada sessiz söylediniz. Yine de kazandığımız hakları sizinle paylaştık. Lütfen kargaları dinlemeyin bize yardım edin. Yoksa siz de yutulacaksınız. Yılandan da kargadan da korkmuyo...

     Seçimde sandık kurulu üyeliğinden korkubirliğiyle atıldım.      İyiler iyi değildir. Kendisini iyi insan olarak niteleyenlerin çoğu Egemenin yanındadır. Egemen kötü ise emrindeki iyilerde kötüye dönüşüyor. Saat dörde kadar görevimi yaptım. Başkan Hocam siz belediye Meydanı'nda Eylem yapıyorsunuz. Gibisinden atıldığımın konusunu açtı. Ben de evet sarayda oturanlar tarafından hukuksuzca bir gecede işimden atıldım dedim AKP li başörtülü kurul üyesi bir kadın demogoji yaptı. "Benim  kardeşim de  zamanında 12 Eylül'de atıldı. Sen 12 Eylül'ü mü savunuyorsun Kenan Evren i mi savunuyorsun gibi saçma sapan bir cümle kullandı. Ben de insanları bir gecede işten atanların yanında olan sensin dedim. Çok üzülmüş kalkıp beni şikayet etmiş birilerine ben gelenlere imza attırmakla meşgulken. Hakim de başkanı aramış başkanın el yazısıyla bir tutanak hazırlatmış.  Beni kuruldan uzaklaştırdılar. Tutanağı ben de imzaladım. Sandık Kurulunun görevini yapmasın...

    Sendikada dövizi yazarken stadyumdan korkunç sesler geliyordu. Bodrum Spor' un final maçı varmış. Eyvahtı, İmdattı, neyseydi. Dövizimi bitirdim. Şöyleydi.                                  Rüyam Rüyamda mahkemedeydim. Yüzbin kişiyi hukuksuzca iş- ten atanlar sanıktı. Hakim sordu. Affediyor musun? Cevap verdim:       Hayıııır     Alana 18:00 sularında geldim. Bu günlerde bu vakiti seçiyorum. Güneşin etkisi azalıyor. Meydan en çok bu vakitlerde kalabalık. Polislerin nöbet değişimine rast geliyor yanıma gelmeleri uzun zaman alıyor. Nadiren de hiç gelmiyorlar. Ama bazen de savcı talimatı ile gözaltına alıyorlar. Sanırım savcılar mesai bitiminde benim neden olduğum bir durumdan dolayı aranmak istemiyorlar. Bir daha rahatsız etmemem için kolayca nezarete gönderebiliyorlar.           Gelmez olaydım. Maç Bodrumspor taraftarı için...

BİR GECEDE YÜZBİN KİŞİYİ İŞTEN ATIP MAAŞLARI İLE TEK ADAM KAMPANYASI YÜRÜTENLERE HAYIR       12.04.2017 de akşam üstü kullandığım döviz buydu. Yaklaşık 45 dakika sonra polisler uyarmadan götürdüler tam kabahatlerden ceza kesip gönderirken bir telefon geldi seni gözaltına alıcaz dediler. Savcı terör örgütü propaganadası suçlaması ile bir gece nezarette yatmamı ertesi gün karşısına çıkartılmamı istemiş. Göz altı işlemleri sabah  dörde kadar sürdü. Bu süre boyunca savcının, yazdığım metnin neresini hangi terör örgütü ile ilişkilendirdiğini düşündüm. Barodan avukat çağırdım. Birlikte ifade yazdık. Ertesi gün yani dün savcının karşısına çıkınca öğrenebildim hangi terör örgütü ile ilşkilendirildiğimi. Fetöymüş. Savcıya göre yüzbinlerce kişi fetöden atıldığından, yüzbinlerce sözcüğü terör örgütü propagandasına giriyormuş. Oysa yüzbinden fazla insanın bir gecede işten atılmaları kamuoyunda bilinen bir durum. Yüzbin fetöye, ellibin pkk ya, onbin de ışid e giriyor galiba. ...

Merhaba. Canım yazmak istemiyor. Muhtemelen yazacaklarım okuyanın da hoşuna gitmeyecek. Dün 12 ye kadar yattım. Sonra arılara gittim. Her yer çiçekle dolmuş. Bir çuval sarı papatya topladım. Papatya ile yazacaktım.    Körük kokusu üzerime sinmişti. Kıyafetimi değiştirmeden alana çıktım. Polis götürürse arabada ve karakolda kokuyu çeksin diye düşündüm. Nasıl olsa ben alışığım. Sloganım şöyleydi. " Yüzbin kişiyi bir gecede işten atanlara hayır." canlı yayın yaptım. İnsanlar patlama noktasına gelmiş. Gelenler önce benimle konuşuyor sonra birbirleriyle. Beni unuttukları bile oluyor. Ayak üstü sohbet eden ikili üçlü gruplar oluşuyor. Bazen üç dört ayrı sohbet grubu oluyor. Yirmi dakika süren sohbetler var. Beni takan yok. Araya girip kendimden bahsedince konuşmayı böldüğüm için surat yapanlar oluyor. Bakıyorumki milletin derdi benden büyük. Adalet bulamayanlar, akrabası tutuklananlar, işten atılanlar, işi batanlar. Sanki direnmiyorum da direnme başlatıyorum. Hatta bana gerek yok....

Sayın, Sevgili Başbakanım. Aydın Valisi sizi çok sevdiğinden Ziyaretinizden önce işini isteyen Öğretmenleri ve öğretmenlerini isteyen Öğrencileri gözaltına aldırdı. Sakın başbakan kalmanız için "Hayır" verecek olmasın?     Durun! yazının tamamını da okuyun lütfen. Çünkü bu öyle bir metin ki hayırcılar ilk satırı okuyup burun kıvırıp geçiyor. Evetçiler son satırı okuyunca burun kıvırıp geçiyor. Tamamını okuyan hayırcılar ilk satırda üzülüyor son satırda gülüyor. Evetçiler ilk satırda gülüyor son satırda üzülüyor.      Okumaya başlayan kişinin yüz ifadesinden evet mi hayır mı vereceğini anlıyorum. Bu gün İlk çıkışımı az önce gerçekleştirdim. Polis gelene kadar yazmayı bitirdim.     Gözaltındaki Aydın emekçileri ve demokratlarına selam olsun.     İkinci çıkışımda bir saat kadar kaldım. Metnin güzel yazılmış olması ve yazı boyutu insanın okuma isteğini artırıyor. Reşat ve Peri de geldi. Yardımcı olmak isteyenlere fotoğrafımı paylaşab...

Dünlük 08.04.2017 Her şey özgürlük için Dünlük Dün Polis uyarmadan götürdü beni. Karakolda bu durumu tutanağa yazdıracağımdan mıdır  söyledikleri gibi bıktıklarındanmıdır savcıyı aramadılar. Sadece kabahatlerden ceza kestiler. Ülke genelinde sokakta İşini İsteyen memurlardan sadece bana iki ceza birden kesiliyordu. Biri kabahatlerden 227 lira idari para cezası diğeri huzuru bozmaktan savcılık soruşturmasıydı. Belki de bundan böyle sadece kabahatlerden işlem yaparlar. Gerçekten bıktılarsa dünden önceki gün üç defa alana çıkmamın etkisi olmuş. Dün de aynı şekilde kaldır deyince kaldırıp bir müddet sonra yeniden gelmeyi planlamıştım. Polis bu durumdan eski günlere göre daha çok rahatsız oldu. Hastaneye bile götürmediler. Yaklaşık bir buçuk saat sonra güvenlik bürodan saldılar. Çıkışta alana çıkmak için zamanım vardı. Ama pazara gitmeyi tercih ettim. Sonuçta bakmam gereken bir kızım var.

Dünlük (10.04.2017) Dünlüklerdeki tarih yayınlandığı güne aittir. Bir gün öceyi anlattığım için adını dünlük koydum. Dün Hdp milletvekili Ertuğrul KÜKÇÜ bodruma gelmişti. mitingde meslekten atılan eğitimsenlilere de söz hakkı tanıdılar. Hülya arkadaşım bizi çok iyi temsil etti. Ses tonu da sözcükleri tane tane kullanması da iletmek istediğimiz mesajın karşı taraflarca anlaşılmasını kolaylaştırdı. Neden ihraç edildiğimizi ve neden hayır diyeceğimizi belirten metni hep birlikte aşağıdaki gibi hazırladık. Merhaba değerli Bodrum Halkı! Adım Hülya BAYAR. Bodrum Gündoğan Nafiz Ilıcak İlkokulunda öğretmenim. Bakanlar kurulu tarafından, altı ay önce Cumhuriyet Bayramı gecesinde sekiz arkadaşımla birlikte işimden ve öğrencilerimden atıldığımı öğrendim. Bizler Bodrum’da Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası üyesi öğretmenleriz. Hakkımızda hiçbir adli, idari soruşturma ve mahkeme kararı olmadan keyfi bir şekilde işimizden attılar. Bizler laik, demokratik, bilimsel ve anadilde eğitimi...

Dünlük   09.04.2017    Merhaba arkadaşlar. Dün Muğla KESK olarak Ortaca daydık. Haksız hukuksuz ihraçlar, açığa almalara ve tek adam anayasasına hayır dedik. Bodrumdan 10:30 da yola çıktık Milastan ve Yatağandan Arkadaşlarımızı da aracımıza alarak devam ettik. Ortaca temsilcilerimiz. Hazırlıklarını iyi yapmışlar. Alanı KESK bayrakları ve afişlerle süslemişlerdi. Hava kasvetliydi böyle havalarda insanlar çabuk sinirlenir birbirini uzebilir. Yinede mutluyduk biz. Muğla' dan, Marmaris'ten, Fethiye' den köyceğiz' den gelenlerle selamlaştık. Cumartesi eylemleri KESK merkezinin kararı olsa da Muğla' da tabanın isteğiyle yapıldığından ilgi büyük oluyor. Birbirimize olan sevgimiz de giderek artıyor. Ankara mitinglerinde bile böyle duygular görmedim. Ortacadan ihraç edilen Hamit hocamız çok koşturdu. Temsilciler gelenlerle ilgileniyor yiyecek içecek ve oturacak yer tedarik ediyorlardı. Açıklama metnini beğendiğim. Alan genişti. Sanki biz halay çekelim diye yapılmış....

Dünlüklerimi daha çok insana ulaştırmak amacıyla buradan yayınlayacağım. Tayyip Erdoğan Hükümetinin yarattığı korku dolayısıyla bir çok insan facebook yada twitter kullanmayı bıraktı. Umarım yaşadıklarım ve yazdıklarım faydalı olur.