Dünlük (Yüzbin kişinin atılması ifadesi fetö progandasıymış.14.04.2017)
BİR GECEDE YÜZBİN KİŞİYİ İŞTEN ATIP MAAŞLARI İLE TEK ADAM KAMPANYASI YÜRÜTENLERE HAYIR
12.04.2017 de akşam üstü kullandığım döviz buydu. Yaklaşık 45 dakika sonra polisler uyarmadan götürdüler tam kabahatlerden ceza kesip gönderirken bir telefon geldi seni gözaltına alıcaz dediler. Savcı terör örgütü propaganadası suçlaması ile bir gece nezarette yatmamı ertesi gün karşısına çıkartılmamı istemiş. Göz altı işlemleri sabah dörde kadar sürdü. Bu süre boyunca savcının, yazdığım metnin neresini hangi terör örgütü ile ilişkilendirdiğini düşündüm. Barodan avukat çağırdım. Birlikte ifade yazdık. Ertesi gün yani dün savcının karşısına çıkınca öğrenebildim hangi terör örgütü ile ilşkilendirildiğimi. Fetöymüş. Savcıya göre yüzbinlerce kişi fetöden atıldığından, yüzbinlerce sözcüğü terör örgütü propagandasına giriyormuş. Oysa yüzbinden fazla insanın bir gecede işten atılmaları kamuoyunda bilinen bir durum. Yüzbin fetöye, ellibin pkk ya, onbin de ışid e giriyor galiba.
Sağolsunlar savcılar da polisler de bana acıyor. Savcı, Bir kızım olduğunu gerekirse boya sandığı alıp ayakkabı boyacılığı yapmamı, devletin hata yapabileceğini, ergenekonda yargılanan paşaların tazminat alıp işlerinin başına döndüğünü, fetönün sadece dini bir yapılanma olmadığını sol sendikalara da sızdığını, hakim ve savcıların da fetöden alındığını hatta duruşmadan bile hakim aldıklarını, hakkımda yirmi tane savcılık dosyası açıldığını, protestomu bitirmem gerektiğini, kızımın her gün acaba babam tutuklanır mı kaygısı yaşadığını, ona bu kaygıyı yaşatmamam gerektiğini söyledi. Savcıya, protestolarımı kızım için yaptığım düşünülemez mi? dedim. Bu güne kadarki eylemlerimden bir kazanç elde edip etmediğimi sordu. Görünmez kazanç elde ettiğimi, amacımın kamuoyuna sesimi duyurmak olduğunu ve sanırım başardığımı söyledim. Bu kadar samimi konuşmanın üstüne serbest bırakılacağımı düşündüm. Yanılmışım. Adli kontrol talebiyle hakime gönderdi. Hakim de yurt dışı yasağı koydu.
Polisler de acıdıklarını ve eylemlerimden vazgeçmem gerktiğini defalarca dile getirdiler. Sağolsunlar çok iyiler. Ama iyi olmak iyi değildir. Kötünün emrindeki iyi de kötüye hizmet eder. Yargılamadan yüzbinden fazla insanı aylarca açlığa mahkum edenlerin, adalet yollarını tıkayanların ve Olağan üstü halde tekadam anayasası hazırlayanların, işini isteyen memurları gözaltına aldıranların emrindekiler de iyi olamaz.
Polislere aramızdaki fark şöyle dedim. Şu kapıdan içieri bir bakan gelse ona size duyduğum saygının aynısını gösteririm. Ama siz bakan geldiğinde hazırola geçersiniz muhtemelen gözleriniz beni görmez.
Silah sizde ceza sizde
Güçlü gibisiniz.
Sevgi bizde bilgi bizde
Zayıf gibiyiz.
Ama bizden korkuyorsunuz.
https://www.facebook.com/seyrisokak2/videos/1899499653624957/
12.04.2017 de akşam üstü kullandığım döviz buydu. Yaklaşık 45 dakika sonra polisler uyarmadan götürdüler tam kabahatlerden ceza kesip gönderirken bir telefon geldi seni gözaltına alıcaz dediler. Savcı terör örgütü propaganadası suçlaması ile bir gece nezarette yatmamı ertesi gün karşısına çıkartılmamı istemiş. Göz altı işlemleri sabah dörde kadar sürdü. Bu süre boyunca savcının, yazdığım metnin neresini hangi terör örgütü ile ilişkilendirdiğini düşündüm. Barodan avukat çağırdım. Birlikte ifade yazdık. Ertesi gün yani dün savcının karşısına çıkınca öğrenebildim hangi terör örgütü ile ilşkilendirildiğimi. Fetöymüş. Savcıya göre yüzbinlerce kişi fetöden atıldığından, yüzbinlerce sözcüğü terör örgütü propagandasına giriyormuş. Oysa yüzbinden fazla insanın bir gecede işten atılmaları kamuoyunda bilinen bir durum. Yüzbin fetöye, ellibin pkk ya, onbin de ışid e giriyor galiba.
Sağolsunlar savcılar da polisler de bana acıyor. Savcı, Bir kızım olduğunu gerekirse boya sandığı alıp ayakkabı boyacılığı yapmamı, devletin hata yapabileceğini, ergenekonda yargılanan paşaların tazminat alıp işlerinin başına döndüğünü, fetönün sadece dini bir yapılanma olmadığını sol sendikalara da sızdığını, hakim ve savcıların da fetöden alındığını hatta duruşmadan bile hakim aldıklarını, hakkımda yirmi tane savcılık dosyası açıldığını, protestomu bitirmem gerektiğini, kızımın her gün acaba babam tutuklanır mı kaygısı yaşadığını, ona bu kaygıyı yaşatmamam gerektiğini söyledi. Savcıya, protestolarımı kızım için yaptığım düşünülemez mi? dedim. Bu güne kadarki eylemlerimden bir kazanç elde edip etmediğimi sordu. Görünmez kazanç elde ettiğimi, amacımın kamuoyuna sesimi duyurmak olduğunu ve sanırım başardığımı söyledim. Bu kadar samimi konuşmanın üstüne serbest bırakılacağımı düşündüm. Yanılmışım. Adli kontrol talebiyle hakime gönderdi. Hakim de yurt dışı yasağı koydu.
Polisler de acıdıklarını ve eylemlerimden vazgeçmem gerktiğini defalarca dile getirdiler. Sağolsunlar çok iyiler. Ama iyi olmak iyi değildir. Kötünün emrindeki iyi de kötüye hizmet eder. Yargılamadan yüzbinden fazla insanı aylarca açlığa mahkum edenlerin, adalet yollarını tıkayanların ve Olağan üstü halde tekadam anayasası hazırlayanların, işini isteyen memurları gözaltına aldıranların emrindekiler de iyi olamaz.
Polislere aramızdaki fark şöyle dedim. Şu kapıdan içieri bir bakan gelse ona size duyduğum saygının aynısını gösteririm. Ama siz bakan geldiğinde hazırola geçersiniz muhtemelen gözleriniz beni görmez.
Silah sizde ceza sizde
Güçlü gibisiniz.
Sevgi bizde bilgi bizde
Zayıf gibiyiz.
Ama bizden korkuyorsunuz.
Yorumlar