Hayat iyi mi?

Geçen yaz kedimiz Gölge' nin ağzında bir kırlangıç gördük. Biraz şaşırtıp biraz korkutup aldık kuşu. Yavru kırlangıç ilk uçuşunda belki bi ağaç dalına çarpmıştır. Belki de yuvadan itilmiştir. Kediler hemen kapmasa uçmayı öğrenecekti. Annesi gibi  Kırlangıç özgürlüğünü yaşayacaktı. Küçük bir kaza sonucunda dünyanın zulmünü gördü. 
Dış görünüşünde pek bi hasar yoktu. Tüylerini kanatlarını elimizle düzelttik. Kedimizin onu yakalamasından kendimi sorumlu tuttum. Ona "hayır hayır! yaşam bu kadar kötü değildir." Demek istercesine iyileştirip sürüsüne kavuşturacaktım. Biraz su verdik. İçer gibi oldu. Güneşe çıkardık. Bahçede başka bir kırlangıç telaşla başımızın üstünde öterek uçtu. Belliki annesiydi. Kedileri eve kapadık. Yüksekteki bir tahtanın üstüne koyup uzağa çekildik. Annesi gelirse cesaretlenir diye bekledik. 
Ama annesi gelmedi. Belki annesi onun için yapabileceği bişey olmadığını çabuk anlamıştı. Aldığı diş darbeleri ağır olmalıydı. Bir saat daha direndikten sonra yüksek sesle birkaç defa öterek can verdi. Bahçeye gömdük. Ona hayatın iyi olabileceğini gösteremedik. 

Ankara' nın Perihan Ablası da bu gün aramızdan ayrıldı. Perihan Abla sayıştay hakimliğinden emekliydi. Ankara' da zalimlere direnen herkesin destekçisiydi. İki yıl önce, Yüksel Direnişi' nde bir emirle suç işleyen kuş kadar Perihan Ablayı hızla iterek yüzünü yere çarptırmıştı. O günden sonra iyileşemedi. 
Perihan Ablaya da hayatın iyi olabileceğini gösteremedik.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nasıl Yapmalı'yı Nasıl Vermeli

KÖR TESTERE

İŞİMİ GERİ İSTİYORUM YAV!